Andrew Linklater
1990’ların en önemli iki ya da üç uluslararası politika teorisi çalışmasından birisi olan bu kitap, yeni yeni filizlenen Westphalia sonrası uluslararası düzen olgusunun ahlaki temelleriyle ilgilenen herkesin okuma listesine girecektir. Bu, yalnızca eleştirel teorinin Uluslararası İlişkiler alanına yapabileceği katkıyı gösteren mevcut en önemli metin olmakla kalmaz, aynı zamanda, genel anlamda, Bull’un yirmi yıl öncesine ait Anarşi Toplumu adlı eserinden sonra Britanya’da üretilmiş olan en etkileyici uluslararası teori çalışmasıdır.
Chris Brown, University of Southampton
Bu kitap, bu on yıl içerisinde uluslararası teori alanında basılmış olan en önemli kitaplardan birisi olacaktır. Bu kitapta, Linklater, ulus-devlet sonrası topluluklar konusundaki görüşlerinin bir taslağını ortaya koyabilmek için, daha önceki iki kitabında kullandığı mantığı takip etmiştir. Bu kitap, uluslararası teori içerisinde birbiriyle rekabet halinde olan ahlak tartışmalarının derin bir irdelemesini ortaya koyan, temel bir çalışmadır. Linklater bir başyapıt yazmıştır: bu çalışma uluslararası politika alanındaki dahil etme ve dışlama kalıplarının güçlü bir incelemesidir. Linklater, Habermas’ın söylem ahlakı konusundaki düşüncelerini uluslararası alanı kapsayacak şekilde genişleterek, farklı bir politik topluluk formu konusunda ikna edici bir çerçeve sunmuştur. Bu metin, uluslararası ahlak ve uluslararası politika teorisi alanlarıyla ilgilenen herkes için okunması gereken bir kitap olacaktır.
Steve Smith, University of Wales, Aberystwyth
Büyük bir savaş bağlamında şekillendirilmiş olan egemen ulus devletler, azınlık kültürleri ve yabancılarla ilişkilerinde oldukça dışlayıcı bir tavır almışlardır. Bu kitapta, Andrew Linklater, küreselleşmenin, dünya ekonomisinin temel bölgelerindeki uzlaşmanın ve etnik başkaldırının bu geleneksel uygulamalara meydan okuduğunu ileri sürer. Sonuç olarak, yeni politik topluluk ve vatandaşlık formları mümkün hale gelmiştir. Politik Topluluğun Dönüşümü, sosyal ve politik teoride, son zamanlarda ortaya çıkan gelişmelere yönelik özgün bir sentezle, kozmopolitan, kültürel farklılıklara duyarlı, maddi eşitsizlikleri azaltmak konusunda kararlı olan yeni politik topluluk formlarını savunur. Bu kitap, Westphalia sonrası toplumların ve bu toplumların dış ilişkilerine yön vermesi gereken ahlaki ilkelerin cesur bir tanımını sunar. Linklater, insan ilişkilerinin güç ve zorlamadan ziyade, diyalog ve rıza tarafından yönlendirildiği politik toplulukları savunur.